EBRU ALTAN: Slovakya’dan güzel Carolin’le birlikte Hocamızın sohbetine başlıyoruz, inşaAllah. Hoş geldiniz Hocam.
ADNAN OKTAR: Hoş bulduk. Didem Hocam dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Başbakanımız ve Sayın Valimiz; “Taksim şu anda inşaat alanı durumunda olduğu için, 1 Mayıs kutlamasının burada yapılmasının tehlikeli olacağını, çünkü her yerde harfiyat, inşaat yanığı ve çukurlar olduğunu” açıklamışlardı. Bu yüzden Taksim kutlamalara kapandı. Ancak buna rağmen çoğu marjinal gruplara üye olduğu tespit edilen kalabalık gruplar her yerden Taksim’i çevirdiler. Taş ve sopalarla polise saldırdılar. Çatışmalarda yirmi iki polis memuru yaralandı. Biri beyin travması nedeniyle ameliyata alındı. İki polis memuru biri ayak, diğeri el kemiği kırıldı. Bir eylemci kafa travması nedeniyle ameliyata alındı, üç sivil yaralandı.
ADNAN OKTAR: Yani o kadar mantıksız ki olay. Şimdi orada derin hendekler var, çok derin çukurlar var, inşaat demirleri var. Ne kadar dikkat edilirse edilsin o kalabalıkta sen dikkat edersin öbürü dikkat etmez. Adam bir omuz vurur, aşağı doğru düşersin. Şimdi düşün o hendeğin etrafında binlerce insan var kalabalık. Bir dalgalanma herhangi bir dalgalanma, bir anda oraya çok fazla insanın düşmesine neden olur. Sivri inşaat demirleri var, onların üzerine düşebilirler, değil mi? Çok büyük olay çıkar. Hükümette sorumlu olur bundan. Mantığı yok. Bence çok gereksiz. Çünkü hükümet zaten Taksim’de kutlama yapılmasına karşı değil. Geçen sene Taksim’de gürül gürül kutlama oldu. Hükümetin bir muhalefeti yok. Bu sene değil de, bir dahaki seneye rahat rahat orada kutlama yapacakları belli. Yani hükümet zaten Taksim’de yapılmasından yana, öyle bir şey yok. Ama orada hakikaten vatandaşı koruduğu için, hakikaten şefkatinden bir tedbir almak durumunda kaldı. Yoksa ne üstüne vazife hükümet niye böyle bir şeye girsin? Nerede yapıyorsan yap toplantıyı, memnun olur hükümet. Öyle bir şey olmaz. İşçi kardeşlerimiz bayram olarak onu değerlendirdiklerine göre, o bayram hepimizin bayramı demektir. Çünkü bütün hepimiz işçiyiz. Yani herkes memur da işçidir, köylü de işçidir, değil mi? Ev hanımları da işçidir. Herkes bir iş yapıyor, bir görev yapıyor. Boş adam olmaz. Kimi fikir işçisidir, kimi beden işçisidir ama iş yapılır. Dolayısıyla gereksiz, orada mesela o beyin travması geçiren polislerin, yaralanan, kemikleri kırılan polisler onların hep aileleri var, çoluk çocuğu var. Ne kadar acı çekeceklerini bir düşünün. Ne kadar rahatsız olacaklarını bir düşünün. Çok çok gereksiz. Hükümet kasti bir tavır içinde olmadığı da belli. “Hiçbir şey olmaz bize güvenin.” Tamam güveniriz. Sen doğru, iyi niyetlisindir fakat, bir hendeğin etrafında üç bin kişinin toplandığını düşünün. İki bin kişinin toplandığını düşünün. Bir adım geriye atar oradaki insanlar aşağı hendeğe yuvarlanırlar. Toprak kayması olabilir, hiç ummadık şeyler olabilir. Ne gerek var kardeşim? Bu inadın anlamı ne? Ayrıca sembolik kutlamayı zaten hükümet kabul etti. Daha önce orada vefat eden kardeşlerimiz olmuştu. Onların ölüm yıldönümü olarak kutlamada yapabilirsiniz. Onun için yerde ayrıldı.
Evet, Didem Hocam.
DİDEM ÜRER: Disk Genel Başkanı Kani Beko, Taksim’e yürümek isteyenlere karşı polis müdahalesine yönelik şunları söyledi; “Türkiye demokrasi insan hakları mücadelesi veren insanlar bu baskıyı, bu terörü hak etmediler. Bunlar bu ülkenin insanları. Bu insanlara kalkan eller kırılacaktır. Ak Parti gün gelecek halka hesap verecektir” dedi.
ADNAN OKTAR: Halk, Ak Parti’yi, hükümeti haklı bulur. Çünkü mantıklı. Orada kadınlar var, çocuklar var, gençler var. İnsan nasıl vicdanen rahat eder de “gelin bu kuyuların etrafında, bu yarların, uçurumların etrafında toplanın. Burada 1 Mayıs yapın.” Bütün dünya, ayıplar hükümeti. Böyle bir anormal şey olur mu? Bir de o kadar insanın basıncını, o toprak bilmem ne dayanamaz yani. Bir şeyler olur, Allah esirgesin. Hükümet şefkatinden, sevgisinden, vatandaşına olan muhabbetinden böyle tedbir alıyor. Yoksa Taksim’i kıskandığından değil. Taksim’in ne özelliği var da Taksim’i kapatsın? Taksim’i zaten halk kullansın diye yer altından geçit yapıyorlar. “İstediğiniz gibi kullanın” diyorlar. İster toplantı yap, ister gezin. İstediğin gibi kullan. Hükümet iftihar eder. Yani orada can güvenliği ile ilgili olduğu belli. Yani burada hükümet puan kazanmış oldu. Puan kazandı. Yani öyle değil. Bu hükümetin çok lehine olur bu. Yani haklıya haklı. Ben şimdi tarafgil konuşmuyorum, samimi kanaatimi söylüyorum. Bu hükümetin çok lehine olur, en az birkaç puan alır. Bu merhamet ve şefkatin bir gösterisi. Mesela polisimizin şefkatine bakın ki, kendileri yaralanmış, kendi kemikleri kırılmış. O başı yarılan çocuk da, kendi arkadaşlarının attığı taşla başı yaralandı. Polis de son derece özenli davrandı. Yani bilmiyorum, bunu mantıklı görüyorlarsa, ben buna katılmıyorum.
Evet, Didem Hocam.
DİDEM ÜRER: Hocam