DİDEM ÜRER: Genel olarak diğer Türk İş ve Halk İş gibi sendikalar bir ısrarda bulunmadılar. Genelde hükümetin izin verdiği temsili heyetin gelip çelenk bırakması şeklinde yapıp çekildiler. Bir tek Disk bu ısrarda bulundu.
ADNAN OKTAR: Hiç gereksiz. Marksizm’e de bunun bir faydası yok. Hükümete puan kaybettireceklerini düşünüyorlarsa, bu hükümete acayip puan kazandırır. Polisimiz can, ne kadar güzel, tatlı bir insan topluluğu ki, sevecen insan topluluğu ki, kendilerine zarar getirdiler. Ama vatandaşa zarar getirmemişler. Kemiğini bacağını kırmak yazık günah değil mi? Allah için görev yapıyorlar o insanlar. Çok zor polislik, çok riskli bir meslek. Onları orada mağdur etmenin alemi ne? Üzmenin, o acı çektirmenin alemi ne? Nedir bu? Kime ne kazandırdı bu? Neyse artık kader. Ama işte Darwinist, materyalist zihniyet devam ettiği müddetçe bu acılarda devam edecek. Darwinist, materyalist düşünce kalktığında bu çatışma ruhu da kalkacaktır. Çünkü Marksist düşünce hep çatışmayı esas alır. Çünkü Marksizm’in karşısında hep bir güç olacağını iddia ederler. Yani proletarya’nın karşısında hep bir güç olacağını. Sanki o güç kasten ortaya çıkartılmış gibi zannediyorlar. Halbuki can güvenliği için. Proletarya’yı korumak için. İşçi sınıfını korumak için, eğer sınıf olarak görüyorsanız ki, sınıfta kalmadı artık. Eskiden bir işçi sınıfı vardır. Hepsinin evinde radyosu, televizyonu, arabası, traktörü böyle köylüler bayağı iyi oldular, maşaAllah. İşçiler de öyle, evde alıyorlar kendilerine, imkanları da oluyor. Eskisi gibi değil. İnşaAllah, daha da iyi olur, daha da zengin olurlar. Asıl Mehdiyet devrinde, saha üstüne dağılacaktır mal ve zenginlik, bütün insanlar zengin olacaklar. Buna çok az bir zaman kaldı.