DİDEM ÜRER: Fransa’da sürekli artan İslam karşıtlığına karşı, Eliza Sarayı’nın bulunduğu caddede Müslümanlar Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle gül dağıttılar. Müslümanların kendilerine gül dağıtmasına oldukça şaşkınlıkla karşılayan Fransızlar, görüşleri alındığında “çok mutlu olduklarını, şaşırdıklarını”
ADNAN OKTAR: Kardeşim gül dağıtmakla olmaz. Samimiyetsiz bir hareket o, gül dağıtmak. Sen, “Hıristiyan’ı gördüğünde duvarın kenarına sıkıştır” diyorsun, hadis uyduruyorsun, değil mi? Ehl-i Kitap’tan nefret ediyorsun sen. Akıl almaz bir nefret içindesin. Kadından nefret ediyorsun, Musevi’den nefret ediyorsun, ondan sonra oturuyorsun, gül dağıtıyorsun. Gül dağıtacağına, Kuran’ın hükmünü dağıt-anlat; Hıristiyanlarla evlenilebileceğini, Hıristiyanların Müslümanlara sevgi bakımından daha yakın olduğunu, Kuran ayeti, Allah’ın hükmü. Onları dağıt. Gül dağıtmak, sen gül dağıtsan ne olur, karanfil dağıtsan ne olur? Böyle olmaz bu yöntem. Sen inancını, kafandaki sistemini değiştireceksin. Kafanda kaktüs var, elinde gül var. Olmaz öyle şey. O kafandaki kaktüsü bir kere kaldır. Ondan sonra sen gül vermesen de olur. Sen kalbinde sevgiyi ver, muhabbeti ver, dostluğu ver, kardeşliği ver. Sen gül dağıtarak, bilmem ne yaparak falan o şekilde ikna edemezsin-ki, onlar da yine iyi niyetli, nezaket göstermişler, teşekkür ediyoruz. Hoşlarına gitmiş. Kardeşim diyorsun ki, “dağlar, taşlar, ağaçlar Musevi’yi haber verecek. Ve gel bunu öldür. Yanımda burada saklanıyor Musevi. Gel öldür diyecek” diyorsun. “Böyle hadis var.” Bu vaktin de geldiğine inanıyorsun ve Musevileri, çocukları, kadınları, Hıristiyanları kitle halinde öldürmek için sabırsızlanıyorsun. Ondan sonra oturuyorsun, gül dağıtıyorsun. Peki kadınların hükmü ne, soruyoruz gül dağıtanlara? Kadın tam insan mıdır, yarım insan mıdır, inancınıza göre? “Yarım insan” diyorsun. Haşa. Nereye gül dağıtıyorsun o zaman sen? “Kadınların dediğinin tersini yapın” diyorsun. Nereye gül dağıtıyorsun? Bu aldatmaca olur. Samimi olacaksınız. Oyun olur yahut öyle anlaşılır. İçiniz de tabii ki, samimi olanlar vardır. Ama böyle anlaşılır.