DİDEM ÜRER: Hocam bildiğiniz gibi bugün Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde belediye binası ve PTT binası önünde iki bombalı araç patladı. Patlamalar nedeniyle yaklaşık 42 kişinin hayatını kaybettiği, 34’ü ağır, 100 kadar da yaralı olduğu açıklandı. Yapılan yorumlarda saldırının Başbakan Erdoğan’ın tam Amerika ziyareti öncesinde gerçekleşmesine ve her bu tip büyük ziyaretler öncesinde böyle olaylar meydana gelebildiğine dikkat çekildi. Büyük ihtimalle Suriye kaynaklı olabileceği belirtildi.
ADNAN OKTAR: Türkiye böyle şeylere tınmaz. Mantığı da yok, anlamı da yok. Dangalağın birisi yapmış işte, anladığım kadarıyla. Yani ahmakça. Hiç. Kim tınar, kim kale alır? Ne anlamı var? Nedir? Psikopatlık, başka bir şey yok. Ölenlere Allah rahmet eylesin. Mazlum olarak öldükleri için şehit hükmünde oluyorlar. Ailelerine de sabır ve baş sağlığı diliyoruz, inşaAllah.
DİDEM ÜRER: Hocam, Reyhanlı’daki patlamanın faili belli oldu diye haber çıkmış, bir de El Muhaberat diyorlar ve “failler de belirlendi” diye duyurdular.
ADNAN OKTAR: El Muhaberat. Suriye kendi kafasınca çocukça hareketlerle Türkiye’yi tahrik etmeye çalışıyor. Türkiye ne yapar buna karşı yahut ne yapması gerekir? Vatandaş olarak bana sorulsa; ekonomik abluka olabilir. Çok güçlü ekonomik abluka yapılabilir. Karadeniz ablukası yapılabilir. Yani bu tip. Hükümetin mutlaka gitmesi gerekiyor. Ama şimdi o da panik olmuştur tabii can havliyle. Çünkü “ölümlerden ölüm beğen” der gibi olmuş oldu şuan Esad’a. “Ya burada öleceksin ya da yakalanıp öleceksin,” üçüncü bir yol yok gibi gösterildi. Halbuki üçüncü bir yol gösterilmesi lazım. Al çoluğunu çocuğunu, gel Türkiye’ye, bu kadar. Kimse de sana hiçbir şey yapamaz. Ben diyorum, gel, ben misafir edeceğim, söz. Kılına da zarar verdirtmeyiz, hiçbir şey olmaz. Çünkü Türkiye’de işlenmiş bir suç yok. Suriye’de de o konu bir şekilde halledilebilir. Ona bir hayat garantisi, ailesine bir hayat garantisi verilmesi gerekir. O zaman konu kökünden hallolur. İnşaAllah tabii. Didem Hocam dinliyorum.
DİDEM ÜRER: İnşaAllah. Hocam Reyhanlı’daki mültecilere karşı bazı kişiler tarafından saldırılar olmuştu. Twitter’da da çok fazla kişi mülteciler aleyhine yazı yazmaya başladı. Başbakanımız da insanları itidale çağırdı; “Oradaki nüfusun 90 bininin 50 binini Suriye’den gelen kardeşlerimiz oluşturuyor” dedi. Bu şekilde bazı tavırlar da olmuş.
ADNAN OKTAR: Hatay’a 100 bin, 200 bin kardeşimiz bile gelebilir, gelsinler.Gelsin, bakarız. Gelsinler. Sınır kapılarını açsınlar bence. Gelsinler ve yerleşik de kalsınlar. Gitmesinler, kalsın, yerleşsinler yani. Ev verelim onlara, imkan verelim, iş verelim. Onlar bereketiyle gelir. Misafir bereketiyle gelir. Oranın yerleşik halkı olsun. 200 bin kişi gelsin. Yani devletin bunu devlet politikası olarak uygulaması gerekir. Yani bizi sevenler gelsinler. Şimdi geçici bir süre tabii onlara biz bakarız da ama onlar da aslan gibi delikanlılar, kendileri de iş bulurlar, bir şeyler yaparlar. Boş durmazlar, bize bakın demezler. Hanımlar el işleri yapar, bir şeyler yapar, geçimlerini sağlarlar, yol gösterilirse. Bence sınır kapıları açılsın ve bu konu bence bütün partilerin de desteklemesi gereken bir konu, hayati bir konu. Başbakan’a da biz mektup yazalım, rica edelim. Sınırda geçen gün o çocuklar orada sıkıştı kaldılar, almadılar içeriye; bu çok acayip bir şey. Açılsın, gelsinler yani ve yerleşik gelsinler, geçici de değil. Onlara prefabrik evler yapalım, yavaş yavaş ödesinler sonra. Mesela ayda çok çok cüzi bir miktarla ödesinler. Herkes onları işe alsın. Tarım işçisi olarak da görev alabilirler. Onlar aslan gibi insanlar. Oraları yeşillendirir onlar, bayağı güzelleştirirler. Hayati bence bu konu. Hem de zulümden kurtulmuş olurlar, çok iyi olur. Geçici değil, yerleşik gelsinler. Gelsin, Hatay’da yerleşsinler. Hatay’da, orada yerleşsinler. Çok iyi olur. Devlet, TOKİ onlara ev yapsın. Vergisini biz öderiz, neyse. 100 bin aile gelmiş olsa, 200 bin kişi bile olsa, 100 bin ev yapılır. Doldursunlar oraları, şenlendirsinler.
DİDEM ÜRER: İnşaAllah hocam. Hocam, Başbakan Erdoğan da şöyle bir açıklama yaptı; “Reyhanlı’daki kardeşlerimize şu mesajı göndermek istiyorum; bu dönem hassas bir dönem; özellikle çözüm dönemini hazmedemeyenler, ülkemizdeki özgürlük havasının teneffüs edilmesine olumlu bakamayanlar bu tür eylemler içine girebilir. Bir diğer hassas durum; bu il Suriye sınırında olan bir il, buradaki hassasiyetleri kaşımak suretiyle de bu tür adımlar atılabilir. 20-25 bin Suriyeli sığınmacı orada yaşıyor ve burada başka Suriyeli misafirlerimiz var. Bunları hazmedememek gibi bir süreç de olabilir. Oradaki havayı tahrik etmek isteyenler de olabilir. Sabırlı olacağız, inşaAllah.”
ADNAN OKTAR: Yok, yok; Türkiye’de herkes aklı başındadır, öyle bir şey yapmazlar. Buraya gelen kardeşlerimiz zaten Türkiye’yi sevdikleri için geliyorlar, güvendikleri i