ADNAN OKTAR: Mesela o çocuğu da bıçakladılar. Aslan gibi delikanlı. O bıçaklayan çocuğa da yazık, ona da yazık. Bilgisizlik çok korkunç, çok çok korkunç. Üstünde bıçak taşıyor. Ve bir şey olduğunda bak kendini savunacağını biliyor. Ve bıçaklayarak kendini savunacağını biliyor. Önceden hazırlanmış. Sevgiyi kalbinde öldürmüş. Bu çok korkunç. Yani gerekirse adam öldüreceğine inanmış, bıçaklayacağına inanmış. Ve defalarca da adamı bıçaklamış. Yani çok korkunç bir dünya sunuluyor. O köfteler mesela toplu beraber gidiyorlar. Beraber gidince, birisiyle karşılaştı mı laf atıyorlar yahut dövmeye kalkıyorlar ve bu adet, gelenek olmuş. Şakalaşın karşılaştığınızda, gönül alın, değil mi? Yani niye bıçaklama, niye dövme sövme? Şaka yapabilirsin, mesela “yendik” dersin falan gülersiniz. “Bir dahaki sefere biz yeneceğiz” dersiniz. Ama bu öldürme ruhu, bu sevgisizlik, bu şiddet ruhu bir felsefe olarak bir gençlik felsefesi gibi bir takım gençlerin içerisinde yayıldı. Ve çok normal karşılanıyor bu. Birçoğu bıçak taşıyor üstünde yahut ona benzer, işte çelik parçalar. Adam öldürmeye yahut yaralamaya yönelik, “kendimi savunmak için” diye. Ne kadar korkunç şeyler bunlar. Haberi de yok. Baksana “haberim yok” diyor. “Ne yaptığımı bilmiyorum” diyor. “Bıçağı salladım” diyor. Karşındakiler insan. Ona saldırması çok anormal. Mesela tek kişi, değil mi? Ne güzel gönlünü alın, şakalaşsın tek kişiyse de, beraber oturup yemek yiyin. Spor değil mi bu? Bu nefret, bu şiddet niye yani? Sevgisizlik, merhametsizlik çok yaygın. Bunun sebebi de, Hz. Mehdi (a.s)’ın henüz zahir hale gelmemiş olması. Hz. Mehdi (a.s) zahir olmuş olsa, sevgiyi bir haftada, on günde düzeltir, hemen konu hallolur. Gençler böyle aşkla, coşkuyla birbirlerine sarılırlar, müthiş bir muhabbet ortamı olur. Alevi-Sünni birbirine sarılır, Fenerbahçe-Galatasaraylı birbirine sarılır, Beşiktaşlı sarılır. Akıllı Fenerbahçeliler, akıllı Galatasaraylılar, akıllı Beşiktaşlılar zaten öyle bir şeye girmezler. Ama böyle arada sevgisizlik ruhunu taşıyan gençler var ama sayıları da az değil.