CEYLAN ÖZBUDAK: Ruhum, sevgilim, bir tanecik aşkımla programımıza başlıyoruz, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Didem Hocam buyurun.
DİDEM ÜRER: Hocam, Galatasaraylı bazı futbolcu kardeşlerimize yönelik ırkçı tavırlar nedeniyle Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, bu futbolcuları davet etti ve bir yemekte ağırladı. Bakan Kılıç, “ırkçılığın Türkiye’nin gelenek göreneklerinde olmadığını” belirterek; “Türkiye’de ırkçılık tutmaz. Hem inancımız, hem geleneklerimiz buna karşı. Üstünlük ancak iyi insan olmakla mümkündür. Irkçılık bizim genetiğimizde yok. O görüntüleri Fenerbahçe’ye mal etmek haksızlık olur” dedi. Bu iki kardeşimiz de Türkiye’de futbol oynamaktan çok mutlu olduklarını ifade ettiler.
ADNAN OKTAR: Peki bu koç yiğit Bakanımız, bu can delikanlımız, bu iftihar ettiğimiz insan; Hz. Adem (a.s)’dan bahsetse, konu bitecek. “Gelenek, örf” dediğinde, adam der ki; “örf oraya göre başka olur, buraya göre başka türlü olur.” Ama “İslam bunu diyor” derse, Hristiyanlık da aynı şeyi söylüyor, Musevilik de aynı şeyi söylüyor, üç din de aynı şeyi söylüyor. Hepsi; “Hz. Adem (a.s)’ın evladıyız” diyor. Tamam, bitti. Nerenin ırkı o zaman? Nerenin ırkçılığı? Hz. Adem (a.s)’ın evladı; siyah evladı da var Hz. Adem (a.s)’ın, beyaz evladı da var, sarı evlatları da var. Genetik. Geçenlerde de söylemiştim, vücudumuzun birçok yanında benler vardır, o, zenci atalarımızdan gelen benler. Herkesin kanında, genetiğinde o zencilik vardır. Dolayısıyla onlar bizim can kardeşlerimizdir. Bilal-i Habeşiler, sahabeler hep zenciydiler. O kardeşlerimiz de orada cahillik yapmışlar yahut çocukluk yapmışlar diyelim. Bilgisizlik daha Türkçesi, bilgisizliklerinden. Suat Hocam delikanlı, hem hakiki delikanlı, mert delikanlı. İnşaAllah, geleceğin de başbakanı olarak görüyoruz. Ama “Hz. Adem (a.s)’ın evlatlarıyız” deseydi, çok güzel olurdu. Gecikmiş de değil. Desin. Desin. Doğru bu. Darwinistler’den mi çekiniyor? Materyalistlerden mi çekiniyor? Aslan gibi delikanlı, Müslüman delikanlı. Desin, konuya son noktayı koysun, inşaAllah. Futbolcular da aslan gibi delikanlılar. Neleri varmış, maşaAllah. Hiç çekinmesinler öyle, vesvese etmesinler. Bizim Bilal-i Habeşilerimiz onlar, inşaAllah. Hiç gönüllerini füturla zedelemesinler.
DİDEM ÜRER: Financial Times gazetesi Yazarı David Gardner, Türkiye’nin Kuzey Irak yönetimiyle petrol ve doğal gaz anlaşması yapması, Kürtlerle barışçıl bir çizgi izlenmesi gibi gelişmeleri, Türkiye’nin yüzyıl önceki Osmanlı düzenine geri dönmesi olarak yorumladı. Türkiye’nin eski Osmanlı topraklarında yumuşatılmış bir sınıra inandığını, yani sınırların kaldırılması gerektiğine inandığını belirtti.
ADNAN OKTAR: Sınır yumuşatması-sertleştirmesi diye bir konu yok. Mehdiyet, dünyayı şu an sallıyor. Nerenin eski Osmanlı’ya dönmesi? Osmanlı’ya bir daha dönülmez. Osmanlı geçti. Selçuklu’ya da bir daha dönülmez. Ama onların güzel hatıralarından istifade edilir. Onlardan hisse çıkarılır, o dönemlerden; o. Hikmet yönü alınır. Yoksa ne alakası var Osmanlı’yla? Mehdiyet, damgasını vurdu dünyaya. Biz anlatıyorduk, hikaye zannediyorlardı. Buram buram Mehdiyet dünyayı sarıyor şu an. Bütün sancı o. Bütün sancı o. Bir doğum sancısı var. Mehdiyet şefkatlidir. Osmanlı şefkati değil; Mehdiyet şefkati var şu an. Mehdiyet’in şefkati, Kuran’dan kaynaklanır.
DİDEM ÜRER: Hocam, bazı kardeşlerimizin sınavları başlayacakmış, sizden dua istiyorlar.
ADNAN OKTAR: Ne şekerler. Sınavda en önemli şey; heyecanlanmamak. Ben üniversite imtihanına gitmiştim; elim cebimde, gayet sakin. Tabii, tavsiye etmem, öyle yapmayın da, geç kaldım kapıda; “bu nedir? Giremiyor muyuz?” dedim. “Geç kaldınız Hocam” dediler. “O zaman” dedim, “ne yapacağız? Geri mi döneyim?” dedim. “Yok, gelebilirsiniz” dediler. Müthiş rahatlığımdan dolayı öğrencilerde bir heyecanlanma oldu. “Bruce Lee gibi bu herhalde Hocamız” gibisinden, “herhalde bayağı bir şey yapacak. Bize yardım eder misiniz?” gibi bir hal oldu. Otuz puan birden taşmıştım. Felsefeyi yazmıştım birinci tercih olarak, otuz puan üstünde gelmişti. Hiç heyecanlanmamak çok önemli. Allah yazdırır, inşaAllah. Çok rahat olmak lazım. Genel kültüre çok önem vermek lazım. Genel kültür çok iyidir. Ben mesela hiç çalışmamıştım üniversite imtihanına, genel kültürle girdim. Hep bildiğim konular, maşaAllah. Allah onlara zihin açıklığı versin. Okullarını Allah’a adasınlar. Kendilerini Allah’a adasınlar. “Ya Rabbi, ben tahsil yapıp dünyaya kendimi gark etmeyeceğim. Benim amacım, Senin rızan” desinler. “Ben okulumu, mesleğimi Sana adadım Ya Rabbi. Senin için yaşayacağım, Senin için öleceğim. İbadetlerim, ölümüm, dirimim Alemlerin Rabbi Allah içindir.” Ayet. Şeytandan Allah’a sığınırım. Rabbimiz’e kendisini armağan edecek. &ld