DİDEM ÜRER: Hocam, Başbakanımız son olayların planlı olduğunu belirterek şunları söyledi; “dikkat edin, Taksim’de kamu binalarına, polislere çok ağır şiddet uygulanırken masum bir demokratik eylem gibi lanse edildi. Her şey çok profesyonelce hazırlanmıştı. Twitter, videolar, dezenformasyon adım adım uygulanacaktı. Polise biber gazı kullandı diye yapmadıklarını bırakmadılar. ‘Aşırı şiddet uygulayan insanlar’ olarak dünyaya lanse ettiler. Ama biz polisi her yönüyle daha da güçlendireceğiz. Bu olayların arkasında kimlerin olduğunu tek tek hukuk dairesinde belirleyeceğiz” dedi.
ADNAN OKTAR: Ama muhtemel tekrara karşılık -ki mutlaka tekrar edeceklerdir- alınacak tedbirleri de şu andan itibaren geniş çaplı -gerekenleri kamuoyuna duyurarak, bir kısmı eğer gizliyse onu da gizli olarak- tedbirleri geliştirmekte fayda var. Mesela polis çok yoruluyor, çok fazla yoruluyor; ama buna bir tedbir alınmamış. Polis yorulduğunda jandarma devreye sokulsun, jandarma yorulduğunda polis devreye sokulsun. Nöbetleşe devreye girsinler. Fevkalade bir olay olduğunu düşünelim, yeni bir olay daha olduğunu düşünelim; yorgun polis nasıl müdahale edecek? Hemen jandarma, jandarma olmazsa komando; o şekilde, gerekirse askerimizi devreye sokarak vatanın birliğini, bütünlüğünü koruyacak tedbirlerin alınması gerekiyor, inşaAllah.
DİDEM ÜRER: Hocam, bildiğiniz gibi Mehmet Ali Alabora, Gezi olaylarının daha ilk günlerinde “mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı? Haydi gel!” şeklinde bir çağrı yaparak halkı sokağa davet etmişti. Sayın Başbakan bu konuyla ilgili mutlaka bir hukuki süreç başlayacağını belirtti. Ve Alabora’nın bir banka reklamında çok yüksek bir meblağ karşılığında oynamasına dikkat çekti. “Banka reklamında oynayıp kapitalizme karşı olanlar ne kadar solcuysa, bu sendikacılar, örgütçüler de o kadar solcudur” ifadelerini kullandı.
ADNAN OKTAR: Ondan o kadar etkilenmez millet. Ama yine de hafif bir şey meydana gelebilir kafalarında. Ama Türkiye’de ta 1971’lerden itibaren güçlenmiş, ‘68’den itibaren güçlenmiş, zemine yayılmış bir komünist hareket var. Devletin komünizme karşı hiçbir faaliyeti yok. Bilakis, Darwinist-materyalist eğitime Milli Eğitim Bakanlığı devam ediyor. Komünizmin zemini sürekli kaynıyor. Buna tedbir alınması lazım. Bilimsel tedbir alınması gerekiyor. Bilimsel eğitimle komünizmin kökeninin kurutulması gerekiyor.