İsrail’in tazminat konusunun kolaylaştırılması gerekir.

2013-12-05 16

ADNAN OKTAR: Bence böyle gergin bir ortamda konuyu fazla uzatmaya gerek yok. İsrail de, daha önce söyledik, burada da konuşmuştuk; tazminat konusunu ben kabul ettirdim onlara tazminatı ve özür dilemeyi de ben kabul ettirdim “siz özür dileyin, gerisine siz karışmayın” dedim, “tazminatı verin” dedim. “Tamam” dediler, hemen akabinde de bu açıklamayı yaptılar. Bence burada kolaylık göstermesi gerekiyor Türkiye’nin. Tazminat, hemen ödeyebilecekleri bir şey, kolay bir ödeme yolu, kolay bir açıklama konuyu bitirip İsrail’le ittifak etmeleri lazım. Mesela Suriye’nin zulmüne karşı ittifak etseler Suriye darmadağın olur. Oyun oynayamaz Suriye. İran da kabadayılık yapamaz. Modern İslam anlayışını bütün bölgeye yayabilirler. Ve çok güzel bir İttihad-ı İslam, Türk-İslam Birliği’ni oluşturabilirler İsrail’le Türkiye. Sırf ikisi anlaşsa bile yapabilirler, inşaAllah.

DİDEM ÜRER: Hocam, İsrail Medyası Türkiye ve İsrail’le barış görüşmelerinin tıkandığına dair bir haber yaptı ve İsrail’in özür dilemesini ve tazminat ödemesinin yeterli görülmediği ve Türkiye’nin barışı zorlaştırdığını iddia ettiler. Bülent Arınç da “bu konudaki sorunun İsrail’in yaptığı hatayı bir hata olarak görmemesinden kaynaklandığını” söyledi.

ADNAN OKTAR: Bir kere İsrail’le birlikte hareket etmenin doğru olduğuna inanması gerekiyor Türkiye’nin. İttihad-ı İslam oluşturmada, müthiş bir zemin olur. İsrail, Türkiye ile ittifak etse, Mısır konusu da hemen hallolur, Mısır anında hizaya gelir derhal. Suriye anında hizaya gelir. Ama ikisinin bölünmüşlüğünden bölge bomboş hale geldi. Her tülü felaket yağıyor bölgeye. Türkiye kolaylaştırıcı bir üslupla, bu dostluğu bu ittifakı hemen oluşturması gerekir. Tazminat konusunda rahatça ikna edebiliriz, zaten konuşmuştuk. Ama İsrail çok dolambaçlı yollara girdi, halbuki pratik yollardan bunu halledebilirdi. Ben onlara pratik çözüm de gösterdim, bunlar dolambaçlı yolu tercih ediyorlar, o zaman işte böyle uzar. Özür dilemeye de çok zor ikna ettik. Defalarca gelip gittiler buraya, defalarca ısrar ettim, “gurur kırıcı bir şey değil bu” dedim, gayet normal. Küçük düşürücü bir şey de değil. “Onurdur özür dilemek çok güzel bir şey” dedim. İkna ettik ama bazı konularda kendi kafalarına göre hareket edince tıkanma oluyor. Halbuki söz dinleseler, çok güzel olacak, inşaAllah.

“Mavi Marmara konusu, İsrail özür dilemesi ve dokuz aileye tazminat ödemesiyle, Mavi Marmara olayı hakkında açılan davaların düşmesini istiyor. Mavi Marmara olayıyla ilgili İsrail ordu yetkilileri aleyhine açılan davalar var. Tüm yasal işlemlerin durdurulmasını talep ediyor.” Ben olacak olanları söyleyeyim. Özür dilediler, tamam bu güzel oldu, bayağı uğraştık özür dilemeleri için. Tazminat içinde söyledik. Yani bir kerede bunu yapabilirlerdi, çok uzattılar. Burada konuştuk halbuki. Davaların düşürülmesi, onu Başbakan yapamaz. Başbakan’ın yapabileceği bir şey değil. Başbakan hukuka nasıl müdahale etsin? Mahkemeye talimat mı verecek? Yapamaz öyle bir şey. Yani mahkeme yürür. Ben olurunu söylüyorum. Tazminatları ödesinler, bir bankaya yatırsınlar. Özür dilediler. "Ödenen paranın lütuf olarak verilmesini kabul etmiyor." Türkiye, tabii ki lütuf değil yani o tazminat. Diyet ödenmiş oluyor. Kuran'da var, Tevrat'ta da var. Diyet olarak ödenecek.