DİDEM ÜRER: Duma Şehitleri Tugay Komutanı Ebu Hamza; “Esad güçlerinin kimyasal silahlarla gece yarısı zaiyatın daha fazla olması, için vurduğunu söyledi. Ve Birleşmiş Milletler denetçilerinin ülkede olduğu bir dönemde kim kimyasal silah kullanabilir? Esad güçlerine göre muhalifler. Halbuki biz bölgede ailelerimizle yaşıyoruz. Ailelerimizi, çocuklarımızı kendi emellerimize alet edip nasıl kimyasal silah kullanabiliriz” diye açıklama yaptı.
ADNAN OKTAR: Esad, tabii işi sahtekarlığa döküyor, deliliğe döküyor. Bir kere kimyasal silah, havadan atılan bir bomba bu, havadan atılan bir silah. Adam mahalle arasında filit makinesiyle mı gezecek? Aerosolla mı gezecek, nasıl gezecek? Sokak sokak gezecek, gaz dağıtacak, öyle mi? Havadan atıyorlar. Adamlarda bunlarda uçak olmadığına göre, helikopter olmadığına göre, havadan atıldıktan sonra, bir anda binlerce kişi aynı anda ölüyor. “Muhalifler yaptı” diyor. Muhaliflerin yaptığı konular ayrı. Ama bu konu artık böyle çetrefilli bir yalan. Bu kadar adilik yapmasın.
DİDEM ÜRER: “Elimizde böyle bir silah da yok zaten” diyor.
ADNAN OKTAR: Adamlar nere bulsun sarin gazını? Nerede muhafaza etsin?
DİDEM ÜRER: İki buçuk saat bombalama yapmışlar zaten.
ADNAN OKTAR: Tabii, çok geniş bir alan, bütün bir mahalleye hakim oluyor. Havadan bombalama yapılıyor. Sarin gazı havadan atılıyor. Koskoca şehre adamlar sarin gazını nasıl atsınlar? Kendileri de ölür atarken. Adam nasıl yapsın? Çok etkili bir gaz. Adam eline filit makinasını alacak, tek tek herkesi, mahalle mahalle gezecek, adamlara da hiçbir şey olmayacak! Birleşmiş milletler de kuş gibi oturup bunları dinliyor. Olay açık değil mi? Havadan bombardıman. Gözünüzün önünde oluyor, anlamayacak ne var bunda? Koskoca şehri adamlar tek tek filit makinasıyla gezecekler mi burnuna mendil bağlayıp. Sarin gazı, maskeyle de kurtaramazlar. Yani yüzlerce adamın mahalleyi tek tek gezmesi lazım, sırtlarına sarin gazını yükleyip. Dangalaklığı bıraksana. Havadan bombardımanı herkes, yüzlerce kişi görüyor, aynı anda oluyor, binlerce kişinin gözü önünde yapıyorlar. Aslında onlar da biliyorlar işi, biraz saflığa veriyorlar. Uzatacak bir şey yok. Alenen yapıyor adamlar. Göz göre göre yine yapar. “Yine muhalifler yaptı” diyecek. On binlerce kişiyi yine öldürür, “yine muhalifler yaptı” diyecek, onları da şehit edecekler. Adamlar da iki saat anlamıyor. Korkuyorsan “korkuyorum” de. “Emin değiliz” diyorlar. “Bir bakalım muayene edelim.” Belli ki işte gazdan. O kadar insan nasıl ölür? Çocuklar çırpına çırpına ölüyorlar. Yara yok, kanama yok. Belli işte sarin gazıyla şehit etmişler.