ADNAN OKTAR: Süreç; kavga gürültü olmaması güzel. Biz, Güneydoğu’da bir komünist, Stalinist Kürt devletine müsaade etmeyiz. Yani ayrı bir toprak parçası gibi olmasına müsaade etmeyiz. Niye etmem? Çünkü oradakiler benim annelerim, bacılarım. Stalinistlerin, komünistlerin ellerine onları vermem. Ne olur? Hayatımız pahasına karşı çıkarız. Çünkü öyle bir şey olduğunda, haysiyetimiz, şerefimiz, namusumuz, dinimiz ve imanımız hepsi gider. Yaşamanın anlamı kalmıyor o zaman. Böyle bir şeye müsaade etmeyiz. Özgürlük alabildiğine olsun, saygı alabildiğine olsun. Doğru, kardeşlerimi çok ezdiler. Özür dilensin, oralar imar edilsin, cennet hayatı gibi hayat yaşasın benim canlarım. Kürtçe istiyorsa konuşsun. Ne istiyorsa yapsın. Ama resmi dil Türkçe olsun ki rahat iletişim kuralım. Yani Karadeniz'e gideceğiz biz Lazca. Gittik lokantaya bize çorba getirir misiniz? Ne diyorsun gibisinden soracaklar? Tercüman çağırın konuşalım, öyle mi diyeceğiz? Antep'e gidiceğiz, başka tülü konuşacağız. Adana'ya gidiceğiz, başka türlü. Olmaz böyle şey. Tabi ki ana dil Türkçe olacak. Ama Kürtçe iftihar ederiz konuşsa bizle. Kürtçe zılgıtlarla karşılasınlar, Kürtçe yanımızda da konuşsunlar değil mi? Biz çok hoşlanırız, mutlu olurum ben. Mesela Çerkezce konuşuyor bizim tanıdıklarımız, hoşuma gidiyor, baya güzel. Arapça bilen biri oluyor, konuşturuyorum özellikle, kulağıma hoş geliyor, baya güzel. Fakat bizi birbirimizden tamamen ayıracak, bağlantımızı kesecek bir şeye de müsaade etmeyeceğimiz açık. Abdullah Öcalan için diyorum, hakikaten iyi bir dönüş yaptı. Bu büyük bir risktir. Mesela komünist, Stalinist iken, “ben İttihad-ı İslam istiyorum” dedi. Bu muhteşem bir çıkış, bu iyi. Bu çok iyi, bak o yönü iyi. “Ben, komünizmin bittiğine inanıyorum” dedi. Bütün PKK karşısına alacağı bir söz bu, bütün komünistleri karşısına alacağı bir söz bu. Bu büyük bir cesaret isteyen, fedakarlık isteyen bir söz bu. Bunu söyledi. Bu güzel. Ahireti için de iyi olur. Türk İslam Birliği’ni istesin, İttihad-ı İslam istesin, tövbe istiğfar etsin. İki günlük dünya, hepimiz gidiceğiz. O zaman kaldığı yer ona cennete döner, kalben. Bol bol istiğfar etsin günaha. Var gücüyle Kuran’ın dünyaya hakim olması için gayret etsin. Bak iyi cesaret gösterdi, hakikatten komünist ideolojiye meydan okuyan bir konuşma yaptı. Bu hakikaten kolay kolay yapılacak bir şey değil. Yani kendini büyük bir riske atarak yaptı bunu. Arkasını getirsin, modern İslam yani yobazlığa da karşı çok güzel. Modern İslam anlayışı devam etsin. Bölgenin zaten ruhu bu, Kürt kardeşlerim dindar olmadan yaşayamaz. Kürt dediğinde; namus, şeref, din, iman, Allah, Kitap. Hayatın gayesi budur. Bu yoksa, Kürt için hayatın anlamı yoktur. Bunu elinden aldığında, deliye çevirisin onu Allah esirgesin, olmaz. Onun için müsaade etmiyoruz. Abdullah Öcalan da yaptı bir hata. Gönlü daha müsterih olur. Dışarıda zaten gezemez, çıksa da gezmez. Yani cadde de elini kolunu sallayarak gezemez. Orada güvencededir, devlet güvencesinde, orada rahat yaşıyor, kitabını okuyor, televizyon seyrediyor. Namazlarını kılsın gece gündüz, Allah'a tövbe etsin, tövbe istiğfar etsin, o kadar. İttihad-ı İslam olduğunda, gönlüne bir sürur gelir, gönlüne bir sevinç gelir. İttihad-ı İslam bereketi her yeri sarar bu şekilde. Hareket doğru olur. Eğer Güneydoğu’ya iyilik yapmak istiyorsa, benim annelerimin hepsi başı kapalı. Öyle geleneksel gelmişler ve dindarlar ama koyu dindarlar, beş vakit namazında. Sen gider bu insana Stalinizmi dayatırsan, dünyanın en büyük hakareti yapmış oluyorsun. Adamı öldür, bunu yapma der yani adama onlar. “Beni öldür ama bana bunu yapma” der. Ölümü kabul eder ama öyle bir şeyi kabul etmez. Çünkü haysiyetini, şerefini, namusunu hepsini elinden almış oluyorsun. O zaman diyecek ki “ben niye yaşıyorum o zaman?” Onun için İttihad-ı İslam, modern İslam anlayışını, aklı başında her Kürt komünisti savunsun, PKK da savunsun İttihad-ı İslam’ı. Cemil Bayık, o da öyle İttihad-ı İslam savunsun. Beş vakit namazını kılsın, dağda da namazını kılsın, Allah'a teslim olsun. Bu kadar. Bütün bölge bomboş, her yer bomboş. Ben, canım kardeşlerimin, Kürtlerin ezildiğini biliyorum. İran ayrı ezdi, Türkiye’de iddia edilen Ergenekon terör örgütü ayrı ezdi, Irak ayrı ezdi, Suriye ayrı ezdi. Biz biliyoruz. Yani çektikleri acıyı hemen hemen hiç bir millet çekmemiştir. Ama artık kurtulacaklar. Ferah ama İttihad-ı İslam ile kuracaklar. Komünizmle olmaz. Ayağı çamurun içinde, sen alıp ateşin içine atıyorsun, gel seni kurtarayım diye. Yani çok korkunç bir şeye sürüklemeye kalkıyorsun. Bırak, İttihad-ı İslam ile kalpleri ferahlasın kardeşlerimizin, özgürlüğe kavuşsunlar. Paris gibi olsun, Londra gibi olsun, Diyarbakır, Mardin, Siirt. Bak küçük sevimli Kürt canlarım benim, orada resimleri çıkıyor arada, ne kadar şekerler, ne kadar tatlılar, ne kadar mazlum. Hepsi dindardır çocukların, camiye yalın ayak girerler, lastik ayakkabıyla, kapıda bırakır l