DİDEM ÜRER: Hocam, Suudi Arabistan’da İngilizce olarak yayınlanan Suidi gazetede; “Esad’ın konvansiyonel silahla öldürme yetkisi” başlıklı makalemiz Cumartesi günü yayınlandı. Makalede Amerika’da ve Rusya’da mutabık kılınan Esad’ın kimyasal silahlardan arındırılmasını kapsayan anlaşmanın barış anlaşması gibi gösterildiği, bu anlaşmanın açıkça Esad’a konvansiyonel silahlarla öldürme yetkisi verdiği anlamına geldiğinden bahsediyorsunuz.
ADNAN OKTAR: Doğru “adam gibi adam öldürüyorsan öldür ama böyle kimyasal şu bu DDT, MDT falan, bu tarz şeyler olmaz.” Ama mesela “doğrayarak, top mermisiyle, makineli tüfek mermisiyle yahut bıçaklama şeklinde yahut kafasını kesme şeklinde bunu yapıyorsan güzel” diyor “bunda kimse sana bir şey demez zaten” diyor “istediğin gibi doğra” diyor “onlarda sizi doğrasınlar” diyor, bunda bir sorun yok. Ama kimyasal olayı “o hakikaten, o iç karartıcı, pek bize hoş gelmiyor” diyor “adam öldürecekseniz, adam gibi öldürün” diyor. Yani özetle bu; “Adam öldürecekseniz adam gibi öldürün” diyor yani özetle bu. Akıl almaz bir rezalet bu, akıl almaz bir korkunçluk. Yani bu kabusu gayet normal karşılıyor. İnsanları öyle yetiştirmişleri öyle eğitmişler ki, en anormali en delice şey bile makul karşılanıyor. Diyor “helal olsun adam kimyasalla öldürmemiş bak makineli tüfek mermisiyle öldürmüş” diyor, “çok temiz öldürmüş, aferin” diyor. “Adam öldüreceksen böyle öldürülür işte” diyor “adam böyle öldürülür, öyle adam öldürülür mü? diyor. Legal öldürme şekli olduğu için eline sağlık, teşekkür ederiz” diyor. İllegal sanki böyle adam öldürme maçı oynanıyor da, hani faul diyor ya maçlarda onun gibi aynı “olmaz öyle şey” diyor, “kibarca nezaketle öldürün” diyor. Bu rezalete ilk ben dikkat çektim, ondan sonra birçok devletin ileri geleni bu vahşetin farkına vardı. Onlar daha önce, herkes yani bunu farkında değillerdi. Daha hala kimyasal muhabbetinin peşindeydiler. Bunu duyunca, büyük bir felaketi büyük bir acıyı fark etmiş oldular. Yani insanın işte böyle basireti bağlanabiliyor. Bu kadar insan Allah istemeyince düşünemeyebiliyor. Yani diğer ölümleri legal görürken, dünyanın bütün devlet başkanları aşağı yukarı hepsi legal görüyorlardı. Bizim Türkiye’nin insanları sadece bu konuda titiz davrandılar. Onun dışında hep makul gördüler. Evet, Didem Hocam.
DİDEM ÜRER: Hocam, kimyasal silahlı 1500 kişi yaklaşık öldürülmüştü. O günden itibaren yaklaşık 3 binden fazla kişi yine hayatını kaybetti. Hiç bahsedilmiyor bile.
ADNAN OKTAR: Tabii. Yani mühim olan kimyasalla öldürme. “Onun dışında istediğin gibi öldürebilirsin” diyorlar. Mehdiyet’in dışında da bir kurtuluş yolu olmadığını Allah böylece gösteriyor. Bak dünyada onca lider var, hiçbirinin aklına gelmiyor bunu vahşet olduğu. Bir de bunu dürüstlük olarak kabul ediyorlar. “O dürüstlük değil” diyorlar, “ama böyle öldürmek dürüstlük.” Adam öldürme zaten kökeninden rezalet, çok korkunç bir olay. “Bir insanı öldürmek, bütün kainatı yok etmek gibi” diyor Cenab-ı Allah, “herkesi öldürmek gibidir” diyor. Sonsuz cehennem azabı vardır. İnsan öldürmek en kötü, en çirkin suçlardan birisidir.