ADNAN OKTAR: Bak Cenab-ı Allah diyor ki Zariyat suresi 8. ayette “Siz, gerçekten” şeytandan Allah’a sığınırım “birbirini tutmaz bir söz (çelişkili ve aykırı görüşler) içindesiniz.” Tam Darwinistlerin durumunu anlatan bir ayet. Bak “birbirini tutmaz bir söz (çelişkili ve aykırı görüşler) içindesiniz” “paleontolojik delileri kabul ediyor musunuz?” diyoruz, “ediyoruz” diyorlar. “Peki sergileyelim” diyoruz, “hayır istemiyorum” diyor “ısırırım ben o taşları” diyor, Allah Allah. “Peki” diyoruz “proteinlerin yapısını anlatabilir miyiz?” “yok anlatmayın” diyor. “Siz anlatın” “yok bizde anlatmayız” diyor. “Peki evrim var mı?” “Var” diyor. “Peki bu konuları anlatmamız mümkün mü” diyoruz. “Yok, anlatmazsınız” diyor. O zaman olmadı ki işte. O zaman ayet ne diyor bak: “birbirini tutmaz bir söz (çelişkili ve aykırı görüşler) içindesiniz” 8. Ayet, Zariyat Suresi. “Ondan çevrilen çevrilir,” (Zariyat Suresi / 9) diyor Allah. Allah çeviriyor, kaderleri öyle. “Kahrolsun,” diyor Allah “o 'zan ve tahminle yalan söyleyenler'; (Zariyat Suresi / 10) direkt zan ve tahmin. İşte “x çağda çorba gibiydi çamurlar, onlar fokurdamaya başladı. Oradan derken protein oldu, proteinden hücre oldu. Hücre çoğaldı, balık oldu. Balık canlandı mastika yaptı. Bilemem ne gitti. Elektro mikroskop icat etti, kendini incelemeye başladı” diyor. Zan ve tahminle yalan söyleyenler. İşte ayetin hükmü o. “Ki onlar, 'bilgisizliğin kuşatması' içinde habersizdirler.” (Zariyat Suresi / 11) diyor Allah. Bilgisizlik nasıl? Okumuyor, araştırmıyor. Yaratılış Atlası oluyor, ona da diş geçirmeye çalışıyor. Kalın yaptım ki ısıramasınlar diye. Yırtamayacaklar o Atlası. Bir kısmı için söylüyorum tabii. Hormut diye sesler çıkarıyorlar. Taşa saldırıyor, onu ısırmaya çalışıyor. Kitap önünde kitabı da ısırmaya çalışıyor. Olmaz. Bak “Yeri de Biz döşeyip-yaydık; ne güzel döşeyici(yiz).” (Zariyat Suresi / 48) diyor Allah. Dağları, her şeyi güzelleştiriyor Allah ama “yaydık” diyor. Kıtalar hakikaten gittikçe yayılıyor. Gittikçe açılıyor, birbirlerinden gittikçe uzaklaşıyor. Ve hakikaten fotoğraflar çekilip, bakıldığında bütünden parçalanıp ayrıldıkları belli oluyor. Allah da diyor ki “yaydık” diyor. “yeryüzünü yaydık” yayma nasıl olur, mesela değil mi? Pirinç falan olsa şöyle elinle yayarsın, kumu yayarsın. “Kıtaları da yaydık” diyor Allah. Aynısı şu an var, görülüyor.