Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (18 Ekim 2013; 12:30)

2013-12-02 2

CEYLAN ÖZBUDAK: Canım sevgilimin güzel sohbetine başlıyoruz, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Evet, Didem Hocam.

DİDEM ÜRER: Prens William ve Kate Middleton Malezya’daki en büyük cami olan Assyakirin camisini ziyaret ettiler. Çiftin saygı mahiyetinde ayakkabılarını çıkarmaları ve Kate Middleton’ın başını örtmesi basında yer aldı.

ADNAN OKTAR: Aferin, asil bir hareket, tebrik ediyoruz. Güzel olmuş, maşaAllah.

DİDEM ÜRER: Suudi Arabistan Kralı Abdullah; “İslam dünyasının mezhep ayrılıklarını bir kenara bırakarak birleşmesi gerektiğini” söyledi. “Birbirimizi daha iyi anlamamız ve birleşmemiz gerek. Farklılıklarımızın İslam ümmetini etkilemesine izin vermemeliyiz” dedi.

ADNAN OKTAR: Çok güzel. Bir bereket rüzgarı, bir Mehdiyet rüzgarı oralara da ulaşmış demek ki. Daha önce çünkü Vahhabi olmayanları adam yerine koymuyorlardı, insan olarak bile kabul etmiyorlardı, kafir hükmünde görüyorlardı, şu an bu zihniyetten vazgeçmişler, bu çok iyi. Bizzat kral tarafından bunun açıklanmış olması da çok iyi. Çok akıllı prensler de var orada. Demek ki, oraya hayırlı bir rahmet rüzgarı, Mehdiyet rüzgarı ulaşmış. Hz. Mehdi (a.s) diliyle konuşmaya başlamış, bu güzel. Nihat Hatipoğlu’nun dili bile düzelmiş. Eğri büğrüydü dili, karma karışıktı, kısmen düzelmiş, daha da düzelecek. Ama Suudi Arabistan’da böyle bir açıklama, kralın bu tarz bir açıklama yapması Mehdiyet’in şanını, güzelliğini, gücünü kapsadığı alanı gösteriyor, Hz. Mehdi (a.s)’ın zuhurunun da açık bir alameti. Daha önce Vahhabilerin bu tip açıklama yapması mümkün değildi, tahayyül bile edilemezdi. Şu an bu üslup değişti, bu güzel. İran yöneticileri de aynı şekilde bütün Müslümanlar birleşsin diyor daha önce Şii olmayanları Müslüman olarak görmüyorlardı, şu an demek ki, birçok şey değişmiş ve değişmeye devam ediyor.

Evet, dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Kral Abdullah ile görüştü. “Türkiye ve Türk halkına büyük sevgi ve muhabbet beslediklerini” vurgulayan kral, “Türkiye ve Suudi Arabistan’ın ilişkilerinin güçlenerek süreceğini” kaydetti.

ADNAN OKTAR: O zaman Mehdiyet’in kokusu tam sarmış orayı, ışığı almışlar, güzel. Demek ki, kral da üstad olmuş, güzel. Üstadlarla görüşmüş, akıllı bir üsluba girmiş, yakışmış. Hayırlı haberler yakında demek ki. İnşaAllah.

DİDEM ÜRER: Hocam, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de; “Türkiye ve Suudi Arabistan arasında son dönemde ekonomik, askeri güvenlik ve savunma ilişkilerinde büyük ivme yakalandığını” belirtti ve “Türkiye’nin Suudi Arabistan ve diğer körfez ülkeleriyle ilişkilerine stratejik yönden yaklaşıldığını” söyledi.  

ADNAN OKTAR: Yani ittifak demektir bu. Müslümanlar’ın ittifakı. Vahhabilerle Sünniler ittifak etmiş, her yönden, askeri, siyasi, sosyal. Mehdiyet’in ışığı nuru her yeri sarıyor. Bunu anlıyoruz.

Evet.

DİDEM ÜRER: Stratejik yönden körfez ülkeleriyle ilişkilerine yaklaşıldığını vurguladı.

ADNAN OKTAR: Evet, bu alelade bir yaklaşma değil. Süratle gelişecek olan, Mehdiyet’in nuruyla aydınlanmış bir yaklaşma. Daha da güzel olacak, daha da iyi olacak hep beraber göreceğiz, inşaAllah.

DİDEM ÜRER: 15 Ekim Salı günü kardeşlerimiz Laleli ve Aksaray’daki lüks otellere sizin elli adet İngilizce kitaplarınızdan hediye ettiler Hocam.

ADNAN OKTAR: Aferin benim canlarıma. Ne güzel, oraya yabancı bir turist geliyor otele, adam lobide dinleniyor, elini uzatıyor bir kitap alıyor, 15 dakika okuyor, adamın hayatı değişiyor. Ne büyük sevap. Ve otel, mescit hükmünde oluyor ondan sonra. Otel nur saçıyor. Ne güzel. Deccali boğan bir tuzak oraya oluşmuş oluyor. Deccal adım attığında boğuluyor, ne güzel. İlimle, irfanla, sevgiyle.

DİDEM ÜRER: Hocam, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Suriye sınırına istinat duvarı örülmesine ilişkin “orada yapılan duvar, mayınlı alandan vatandaşların can ve mal güvenliğini korumaya yönelik bir duvardır” dedi. “Konu yanlış intikal ettiriliyor” diye söyledi.

ADNAN OKTAR: Mayın var demek ki orada. Temizleyelim mayınları, tek tek temizleyelim. Mayın detektörleri, mayın temizleme aletleri, bunu bir an önce geliştirip, dünyadan bu belayı arındırmak lazım. Dünyanın her yerinde dert bu. Çocuklar buluyor, havaya uçuyorlar. Yaşlılar buluyor, havaya uçuyorlar. İllaki bir yerlerde kalıyor. Bütün araziyi havadan tarayacak bir sistem olması lazım.

(Müzik) İbrahim tatlıses

ADNAN OKTAR: Hayret böyle kıymetli bir sanatçıyı adeta yok ettiler. Ne geçti ellerine ben anlamıyorum. Halbuki Türkiye’ye ciddi şekilde renk veren çok kaliteli, klas bir sanatçıydı. Sanatçılara devlet sahip çıksın dedim, bir sunucu var neydi onun ismi? Devletin sanatçıya sahip çıkmasından doğal ne olabilir, oturmuş ona şaşıyor. Devlet milletine sahip çıkıyor, askerine sahip çıkıyor, polisine sahip çıkıyor, sanatçıya da sahip çıkar, bunda şaşılacak ne var? Akıla bak. Sanatçıya sahip çıksın dedik, gayet güzel. Çünkü a