Dünyada silahlanma rekabeti yerine sevgi rekabeti olmalı.

2013-11-28 82

ADNAN OKTAR: Finans gelişsin de tamam da; fakirlere, yetimlere, yoksullara, Allah’ı seven herkese, Allah’a inanmayanlara da, hepsine güzellik olarak sunulması lazım. “Mehdi (a.s)” diyor, “Malı sahah (eşitlik) üzere dağıtır” diyor. Silaha verilecek para, halka dağıtılsın. Bombaya verilecek para, fakirlere verilsin. Napalm bombasına verilecek para, yetimlere verilsin. Bu gayet kolayken, son derece kolayken inanılmaz zor gösteriliyor. Zor olan, acımasız olan da çok kolay gösteriliyor. Bomba yapmak ne kadar zor bir şey. Bombayı uçağa yüklemek ne kadar zor bir şey. Pilot eğitmek ne kadar zor bir şey. Gidip adamların üstüne götürüp onu atmak ne kadar zor bir şey. Zorunuza ne oluyor? Uçaktan yiyecek atın, kitap atın, çikolata atın çocuklara. Niye bomba atılması gerekiyor? “Yok” diyorlar, “illa zaruret. Şuradan bomba alalım. Buradan uçak alalım. Şuradan füze alalım.” Müthiş bir rekabet var, silahlanma rekabeti. Silahlanmama rekabeti olması lazım. Sevgi rekabeti, muhabbet rekabeti olması lazım. Silahın rekabeti mi olur kardeşim? Adam yüz uçak alıyor, bombardıman uçağı “o zaman ben de yüz elli tane alayım” diyor, o da diyor ki “ya bunlar yüz elli tane almış, biz iki yüz tane alalım” diyor. Bu ne kadar korkunç bir şey. Bir Allah’ın kulu da çıkıp demiyor ki “bu nasıl bir dünya, nasıl bir uygulamadır, bundan hemen vazgeçelim” demiyorlar. Silah katalogları var. Yeni çıkan silahlar tanıtılıyor “of” diyor “şu bombanın mükemmelliğine bak şu roketi attığında, şehre ulaştığında” diyor “en az on bin kişiyi yerle bir eder” diyor “kardeşim teknoloji bu, helal olsun” diyor “şimdi yeni bir napan bombası geliştirdik” diyor “attığında, karınca dahi bırakmıyor, hiçbir şey bırakmıyor, aldım gitti” diyor “çok mükemmelmiş bu” diyor. Böyle dünya olur mu? Böyle hayat olur mu? Mehdiyet’e direnmek, Hz. İsa Mesih (a.s)’a direnmek, insanları bu hale getirdi işte. İttihad-ı İslam’a direnmek bu hale getirdi. Bunun açıklaması yok. Çok ürkütücü, çok korkunç bir şey.

Evet, dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Hocam, Amerika 1.7 trilyon harcamış bu Irak işgali sırasında.

ADNAN OKTAR: Şu akla bak! O parayı Afrika’ya göndersen, fakir çoluğa çocuğa dağıtsan, bol bol yeter, başlarından taşar. Yiyecek olarak giyecek olarak değil mi? Ne gerek var kardeşim? Eğer Irak yönetimi değiştirilmek isteniyorsa İslam ülkeleri birleşir bir ültimatom verilir, konu biter. Ama birleşmiyor İslam âlemi. Âlimlerin, hocaların büyük bir bölümü, İttihad-ı İslam’a karşı, Mehdiyet’e karşı. Ama zulüm ve acımasızlığa karşı da sessizler. Hatta zulmü, bazı alimler kendi çıkarları için destekliyor, kendi itibarları için destekliyor. Mesela Mısır’da darbeyi yapan adamı göklere çıkarıyorlar, baş tacı yapıyorlar alimler, hocalar. İhvan-ı Müslimin’i neredeyse deccal ordusu gibi gösterecekler. Daha önce de tam tersini söylüyorlardı. Ordunun deccal ordusu olduğunu söylüyorlardı, İhvan-ı Müslimin’in de müminler topluluğu olduğunu söylüyorlardı. Her iki tarafa da sahip çıksanıza. Onları da sev, onları da sev. Hepsine sahip olun.