Kılıçdaroğlu, Dinar’da Hükümet’e ve Erdoğan’a Yüklendi
Büyük Taarruz’un ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 91. yıldönümü münasebetiyle 2 gündür Afyon’da bulunan ve çeşitli etkinliklere, ziyaretlere ve görüşmelerde bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Dinar ilçe örgütünün düzenlediği mitingde konuştu. Kısa konuşmasında ağırlıklı olarak AKP Hükümeti politikalarına ve Başbakan Erdoğan’a yüklenen Kılıçdaroğlu, “televizyonda bir Başbakan ağlamaya başlamışsa orada gidiş iyi değildir. Sen ağlama mercisi değil, çözüm mercisisin” dedi.
BEN BAŞBAKAN’DAN FAZLA MAAŞ
ALIYORDUM; AMA BENİM ÇOCUKLARIMIN GEMİCİKLERİ YOK!
Büyük Taarruz’un Ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 91. yıldönümü münasebetiyle 2 gündür Afyon’da bulunan ve çeşitli etkinliklere, ziyaretlere ve görüşmelerde bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Dinar ilçe örgütünün düzenlediği mitingde konuştu. Kısa konuşmasında ağırlıklı olarak AKP Hükümeti politikalarına ve Başbakan Erdoğan’a yüklenen Kılıçdaroğlu, “televizyonda bir Başbakan ağlamaya başlamışsa orada gidiş iyi değildir. Sen ağlama mercisi değil, çözüm mercisisin” dedi. Siyasetin kişisel çıkarlara alet olmaması gerektiğini, halka hizmet aracı olması gerektiğini, “halka hizmet”in “hakka hizmet olduğu”nu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “şunu açıklıkla söylüyorum. 2002 yılında memuriyete girdiğimde aldığım aylık, 2002’de parlamentoya girinceye kadar Recep Tayyip Erdoğan’ın aldığı aylıktan daha fazlaydı. Ama benim çocuklarımın gemileri, gemi filoları yok. Nasıl oluyor bu? Alınteriyle kazanılmış paraya her zaman şükran duyarım. Yatırım yapan, bir işçi istihdam eden her işverene her zaman şükran duyarım. Ama kul hakkın yiyen adama saygı duymak benim kitabımda yoktur” diye konuştu.
KALKINMA ÜRETİMDEN GEÇER
Türkiye’nin iyi idare edilmediğini belirterek mazot fiyatlarına değindi. 2002 yılında 1 lira olan mazotun bugün 5 liraya dayandığını, dünyanın en pahalı mazotunun, dünyanın en pahalı benzinin satıldığını ifade etti. “Niye?” diye sordu. Şöyle devam etti: “Bir ülkenin kalkınmasının yolu üretimden geçer. Çiftçi üretecek. Üretim olmadığı zaman bu ülkede işsizliğin önünü alamazsınız. Sizin aklınızın ucundan geçer miydi, 21. yüzyılın Türkiye’si yurtdışından saman ithal edecek?”
BU COĞRAFYANIN ŞİARI
VARDIR: YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ!
Kılıçdaroğlu, AHP Hükümeti’nin komşularla “0 sorun” politikasının batağa saplandığı, Atatürk’ün Yurtta Barış Dünyada Barış politikasından uzaklaşılarak uygulanan “stratejik derinlik” politikasının “stratejik yalnızlık” sonucuna ulaştığı dış politika uygulamalarına da veryansın ederek, “neden ben Suriye’nin iç işlerine müdahale ediyorum? Neden Irak’ın iş işine karışıyorum ben? Neden birtakım insanların eline silah vererek oraya gönderiyorum? Bizim bu coğrafyada dedelerimizin söylediği bir şey vardır. O da Yurtta Barış Dünyada Barış şiarıydı” şeklinde değerlendirmede bulundu.
BİR ÜLKENİN BAŞBAKAN’I
AĞLIYORSA BİLİN Kİ ORADA SORUN VARDIR
Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın televizyonlarda ağlayarak duygu sömürüsü ve mağduriyet edebiyatı uygulamasına da değinerek konuşmasını, “yahu sen Başbakan mısın yoksa ağlayan adam mısın? Bir duran adam vardı, bir gülen adam vardı; şimdi bir de ağlayan adam ortaya çıktı. Eğer bir ülkenin Başbakan’ı ağlamaya başlamışsa bilin ki orada sorun var. Sen Başbakansın, çözüm mevkisindesin. Sen sorunları çözeceksin. Sen sorunları çözemeyip acziçinde kalıp ağlamaya başlarsan sen demek ki memleketi ne hale getirdiğini idrak ettin demek ki! Onun için söylüyorum. Ağlamak ülkeyi yönetenlere yakışmaz. Hiçbir ülkenin Başbakanı çaresiz kalıp ağlamaya başlamıştır bizimkinden başka. 53 yurttaşımız öldürüldü ağladı mı? Irak’ta 1,5 milyon Müslüman öldürüldü ağladı mı? Yine Irak’ta on binlerce Müslüman kadına tecavüz edildi. Ağladı mı? Şehitlerimize kelle dedi. O kadar şehidimiz oldu. Ağladı mı? Başbakanlık mevkisine gelen bir kişi ağlamaya başlamışsa onun bu ülkeye verebileceği bir şey kalmamıştır artık” diye bitirdi.